Back

Kafayı yemek üzereydim!

Sene 2012 eve geldim ve eşime dedim ki: “Sence psikiyatrik miyim?”. Yüzüme baktı gülümsedi; “Yok henüz kafayı yemedin. 2 yıldır evliyiz. Potansiyelin çok yüksek ve sen onu yeterince kullanamadığın için mutsuzsun”.

O gün arayışa girdim, ne yaparım da kendimi daha huzurlu hale getirebilirim. Zira mutlu olmak kavramının o zaman bendeki tanımı ile “mutluluğa” çok inanmıyordum. Kültürün talep ettiği mükemmeliyetçilik her an her dakika mutluluğu baltalıyordu. Mutlu değil ama huzurlu olmak için arayışa başladım. Ve karşıma psikolog çıktı. Mühendis tarafım hikâye anlatmak istemiyordu. Ben geçmişi hep geçmiş olarak kabul ettim, hala da öyle görüyorum. Benim aradığım süreç daha çok önüme yani geleceğe bakabileceğim bir süreçti, analitik bakış açım kısa sürede sonuç istiyordu.

İnternet ortamında araştırırken koçlukla karşılaştım. Aldığım ilk seans ikinciyi, ikinci seans dördüncüyü, dördüncü on dördüncüyü getirdi. Bugün 2012’den beri aktif olarak ayda en az bir koçluk seansı alıyorum.

Neden mi?

2012’de başladığım bu yolculuk, önce içinde sıkıştığım kariyerde rahat bir nefes almamı, sonra farklı bakış açılarından durumumu değerlendirmemi ve son olarak da vizyonuma – hedeflerime giden yolda sağlam adımlar atmamı, sonuç almamı sağladı. Bu süreçte dışarda sorun olarak gördüğüm bir sürü düşman varken, insanın kendi içinde de kendisini baltalayan bir düşmanının olduğunu öğrendim. Onunla dost olma çabasının nasıl bir kaldıraç olabileceğini deneyimledim.

Aslında eşimin “potansiyel” kelimesi aylar sonra bende “farkındalık, gelişim ve değişimin” ilk tohumu oldu. Ve bu tohum bir gün geldi, patladı! Öyle ki, radikal kariyer değişimini göze alacak cesareti ve aynı zamanda da dışarıdan gelebilecek her türlü tehdite karşı da kırılganlığı kabul edebilmeyi sağladı.

Hikâyeme bana en çok sorulan bir soru ile “es” vermek isterim.

“Koç arıyorum. Doğru koç kimdir?”

  1. Koçunuzla tanıştınız mı? İlk kriter koçunuzla olan uyumunuz. Bu yolculukta “öncelikle koçunuz ile tanışıp karşılıklı bir uyum yakalayıp yakalamayacağınıza” bakın. Karşılıklı diyorum zira koç sizin için doğru koç olmayacağı gibi siz de koç için uygun bir yol arkadaşı olmayabilirsiniz. Kimse kimseye gücenmeyecek…Bu arada eklemeden de geçmek istemiyorum, “koçunuzun gerçekten etik kurallar çerçevesinde koçluk yaptığını” varsayıyorum. Bunu neden diyorum, bazen çalıştığım dostlarım benden önce de farklı koçlardan koçluk hizmeti almış oluyor ve anlattıklarının çoğunun koçlukla da ilgisi yok, diğer bir ifade ile koçluk hariç her şey var. Koç ile buluşmadan önce koçluk nedir? bunu da araştırın.
  2. Koçunuz düzenli koçluk hizmeti alıyor mu? İkinci olarak genelde diğer meslektaşlarım koç seçiminde en çok ICF unvanına (Uluslararası Koçluk Federasyonu) sahip olmasını (*) önerir. Benim önceliğim ise “Profesyonel Koç’un koçluk hizmetini ne kadar deneyimlediği ve bu koçluklardan ne tür faydalar gördüğünü öğrenmek” var. Zira bugün mesleğin içinde yoğun bir şekilde koç meslektaşlarımla da çalışırken görüyorum ki (ve yakın zamanda yaptığım bir araştırmada da benzer şekilde) maalesef meslektaşlarımın büyük çoğunluğu düzenli koçluk hizmeti almıyor. Çok net söyleyebilirim ki, bir kişi düzenli koçluk hizmetini hayatına almadığı sürece ne koçluğun o derin anlamını ve getirdiği faydayı anlayabilir ne de yetkin bir koç olabilir. Sadece koçluk yapabilir. Koçluk yapmak yetmez, koç olmak gerekir.
  3. Koçunuzun eğitimi sizi tatmin ediyor mu? Koçlukta profesyonel koçun aldığı eğitimin nitelik ve niceliğinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Koçluk okullarının sahip olduğu “know-how”ın yani “bilginin” içeriği ve uzun soluklu deneyimlerden geçmiş olması bence çok önemli. Her okul ICF Akredite olmadığı gibi her akredite program özünde ICF kurallarına uygun olsa bile aynı içeriğe sahip değil. Koçunuz ile tanışırken okulunun verdiği eğitimin niteliğini sorgulayın. Anlattıkları size hitap ediyorsa o zaman “+1” puan daha verin.
  4. Koçunuzun geçmiş kariyeri ne kadar önemli? İş hayatındaki dostların koç tercihinde, koçun koçluk öncesi kariyeri önemli görülmekle beraber, koçun koçluk kariyeri çok daha önemlidir. Koçluk yolculuğunda “kaç yıldır var ve ne kadar koçlukta yol almış” en kritik sorulardan biri. Bana koçluğu öğreten değerli hocalarımın söylediği gibi “bu iş km işi”. Hocalarım genelde koçluk hizmeti konusunda verilen hizmet saati için “km” derken, ben koçun sadece verdiği koçluk hizmeti saatine değil aynı zamanda “kendisi için aldığı koçluk hizmeti saatine ve düzenli hizmet alıp almamasına” da önem veriyorum.
  5. Koçunuzun unvanlı bir koç mu? Koçun ICF unvanına sahip olup/olmaması çok önemli. Zira unvana sahip olmak “belirli bir standardı tamamlayabilmiş” demektir. Kısaca ICF unvanlarının sıralaması deneyim olarak şu şekilde özetlenebilir. MCC > PCC > ACC
    • MCC (Master Certified Coach): min. 2500 saat koçluk yapmış, min 200 saat ICF’in akredite eğitimlerini tamamlamış ve ICF tarafından yaptığı koçluk onaylanmış profesyonel koç demektir.
    • PCC (Professional Certified Coach): min. 500 saat koçluk yapmış, min 125 saat ICF’in akredite eğitimlerini tamamlamış ve ICF tarafından yaptığı koçluk onaylanmış profesyonel koç demektir.
    • ACC (Associate Certified Coach): min. 100 saat koçluk yapmış min 60 saat ICF’in akredite eğitimlerini tamamlamış ve ICF tarafından yaptığı koçluk onaylanmış profesyonel koç demektir.

6. Yol arkadaşları onun hakkında neler söylüyor? Koçun referansları, internet sitesi, sosyal medyadaki referanslarına göz atın. Kim bu kişiler? Ne iş yapıyorlar? Onlar hayatında koçluk hizmeti alarak hangi alanlarda ne elde etmişler? Hatta tam da size uygun bir eski yol arkadaşını buluyorsanız, yazın isterseniz o kişiye ve sorun onun görüşünü. Bakalım o size daha fazla ne söyleyecek?

6 kriter bana göre “profesyonel koç arıyorum – koçluk almak istiyorum” sorularının cevabı için en temelde yeterli. Şimdi kaldığımız yerden devam edersek, 3 yıl çoğunlukla ayda bir kimi zamansa ayda iki defa aldığım bu hizmet beni öyle bir yere getirdi ki, sabah uyandığımda beni ayağa kaldıran keşfettiğim vizyonumdu. Oluşan bu vizyon da üniversite yıllarında hayal ettiğim ve kurumsalda netleştirdiğim tüm hedeflerimi değiştirdi.

Bir gün öyle birinin hayatına dokunacağım ki, sadece onun hayatı değişmeyecek, içinde bulunduğu organizasyon, toplum da değişecek. Ve belki de dünyada bir değişim yaratacak… Bu değişime eşlik edecek olmak beni heyecanlandırıyor.

Kemal Başaranoğlu

Sonuç:  “12 yıl inat edip, uğrunda savaştığım ve elde ettiğim hiyerarşik yöneticiliği 5 dakikada aldığım bir kararla noktaladım”. Ama o 5 dakika aslında 3 yılın kendimi tanımak, potansiyelimi fark etmek ve ateşlemek için harcadığım çalışmalarının yoğun emeğiydi. Yani benim hikayemdi. Tıpkı bugün eşlik ettiğim senin hikayen gibi..

Kariyerimi radikalce değiştiren düşüncem “Ben bu yöneticiliği bunca zorluğa rağmen elde ettiysem, dünya üzerinde benim sıkıntımı yaşayan çok fazla insan var ve bunlar özellikle kurumsalda. Zira onlar da benim gibi okyanusta küçük balık olmak istemiyorlar ama “nasıl”ı da bulamıyorlar ve kurumsalın bataklığında çoğu boğulup gidiyor. Ben isteklilere yoldaş olabilirim” oldu.

Sonuç 3 yılı aşan süredir aldığım bu hizmeti artık başkalarına sunma zamanı gelmişti.  Ama bir şeyi atlamıştım. Kurumsalı bilen biri kendi işini yapacak yapacak da, kurumsal farklı bir dünya kendi işini yapmak çok daha farklı bir dünya. İşin kötüsü eğitimlerde gördüğümüz arkadaşlarla ya da anlatılanlar gerçek dünya ile örtüşmüyor! Bunu fark etmek benim için kolay geçmeyecek bir karın ağrısının başlangıcıydı. İstifa zira çoktan verilmişti.

Hiçbir şey düşündüğüm gibi olmadı! İşin kötüsü geriye dönmek gibi bir şansım yoktu. Zira gemiler yakılmıştı bir kere…

Devamı bir sonraki blog yazılarında…

Sorularınız olursa bana sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirsiniz.

Not: ICF dünya üzerinde en çok üyeye sahip koçluk çatı örgütüdür. ICF haricinde EMCC, AC gibi diğer çatı örgütler ve bu örgütlerin farklı unvanları da bulunmaktadır.

Potansiyelini ateşlemek ilk adımı atmakla başlar. Her adım “senin hikayen”i daha çok renklendirir.

Kemal Başaranoğlu

Kemal Başaranoğlu
Kemal Başaranoğlu
https://www.kemalbasaranoglu.com

1 comment

  • Keyifli bir yazı olmuş. Sizinle tanıştığıma memnun oldum. Bundan sonra sizi takip ediyor olacağım
    Yakup

Comments are closed.