Kurumların toplu eğitimler aldırmasını sürümden kazanmaya benzetiyorum.
Nasıl bir ürünün gerçek ederi yerine çok satma uğruna altında bir bedele verilir ve kendince bir kazanç elde edilir ya…
İşte toplu eğitimler tam da buna benziyor…
“İnsan mal değildir!” Duygusu, düşüncesi ve hisleri ve zekası vardır.
Aynı kazanın içerisine, “ihtiyacı olsun olmasın” tüm çalışanlarını atmak, hikaye değil kafa karışıklığı yaratır.
✅ Çalışanlarınızın – yöneticilerinizin gerçek ihtiyacını ve hatta kaygısını anlamayan,
✅ Bu ihtiyaç ve kaygının gerçekliğini ona sorgulatmayan,
✅ Ve kendisini dışardan – resmin bütününde gösteremeyen- kurumlar,
✅ Daha çok parasını sonuçsuz işlere harcayacaktır.
Artık kurumlar ve İK’lar şun anlamalı;
Her yeşil indikatör başarı demek değildir.
Yani bu yıl milyon saat eğitim aldırttırdık; milyonlarca dolar buna para harcadık, sadece eski nesil düşünce sisteminin ezberlediği tatmindir.
Ne yapmalı? Basit!
- Herkesin ihtiyacı değil kurumu geleceğe taşıyanın gerçek ihtiyacına yönelmeli,
- Herkesin kaygıları değil kurumun geleceğe çalışanları ile beraber en iyi şekilde taşıyacak çalışanın-yöneticinin kaygılarına yönelmeli,
- Herkese eşit davranmak değil, ihtiyacı olanlara doğru ihtiyacını adil bir şekilde karşılamak gerekli.
Artık toplu eğitimleri durdurun.
- Toplu eğitimler; sürümden kaybetmenin en güzel yoludur,
- Sadece çalışanlarınıza güzel bir ortamda, güzel bir yemekle, eğitmen dinletisi yaptırırsınız.
İsterseniz eğitimden 3-6 ay sonra çalışanlarınıza sorun, eğitim yerine gittikleri yeri ve yemeği hatırlayacaktır.
Çalışlarınızın bireysel ihtiyacına özel çözümler oluşturun. Şayet,
- Siz bu yatırımı yaparsanız çalışanınız sizinle çalışmaya ve size kazandırmaya devam eder.
- Onlar bu yatırımı kendilerine yapmaya başladıysa, dikkat edin onlara yeni bir ada görünmeye başladı.
