Bugün, gerek C-seviye ile bireysel gerekse farklı yönetsel seviyelerdeki liderlerle atölye çalışmalarımda, liderlik kavramlarına olan takıntıyı anlamlı bulmuyorum.
“Burada konumsal liderlik yapmalıyım” ya da “Bu durumda durumsal liderlik uygundur” gibi kalıplar “özenle ve büyük bir olaymış gibi” sıklıkla dile getiriliyor.
Bu kavramlar sınıflandırmak açısından önemli olabilir fakat bana göre insanı kendi özünden koparıyor. Ve benim adını koyduğum “-MIŞ tipi Liderlik” ortaya çıkıyor.
Daha kendisini tanımadan, ezbere duyduğu kavramları uygulamaya çalışan liderler(adayları), kendilerini olmadıkları bir başkasına dönüştürmeyi başarıyor.
Sonuç?
Bu beyhude çabalar işleri daha karmaşık hale getiriyor.
Liderlikte en önemli unsur, kendini tanıyabilmektir.
Kendini iyi bir şekilde tanıyan lider, herhangi bir liderlik tanımına sıkı sıkıya bağlı kalmadan, farklı tipte insanları rahatlıkla hedefe yönlendirebilir.
Özgünlüğünüz her zaman sizi diğerlerinden ayıran en büyük gücünüz olur.
Bozun ezberleri!
Sizin için ChatGPT’de “Liderlik tipleri nelerdir?” diye küçük bir araştırma yaptım. Karşıma tam 16 farklı liderlik türü çıktı:
- Konumsal Liderlik
- Durumsal Liderlik
- Dönüşümcü Liderlik
- Hizmetkar Liderlik
- Karizmatik Liderlik
- … ve daha bir sürüsü.
Peki bu kadar çok liderlik türünü öğrenmek sizi gerçekten daha iyi bir lider yapıyor mu?
Sanmıyorum.
Liderliğin ilk başlangıç noktasında “siz – kendiniz” olmalısınız.
Kavramları öğrenmek yerine şu sorulara cevapla başlayın:
- Ben kimim?
- Diğer iş ortaklarımı ve takım üyelerimi ne kadar tanıyorum?
- Beni özgün kılan ne var?
- İnsanlarla nasıl ilişkiler kuruyorum?
Sadece bu dört soru bile size bir dünya çok önemli cevabı verir.
Kendi tarzınızı oluştuğunda, farklılıkları yönetmeniz çok daha kolaylaşacaktır.
Unutmayın: Liderlik ezberle değil içseleşmiş bir özgünlükle gelir.
Potansiyeli ortaya çıkartmanın ve performanslı takımlar oluşturmanın sırrı burada.
Kurumsal ihtiyaçlarınıza ezber değil özel çözümler arıyorsanız, seninhikayen@kemalbasaranoglu.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.