Terfi, unvan ve para kariyerli olmanızı sağlar mı? Evet diyenleri duyuyorum. O zaman şu soruma cevap verin. Bunlara sahip olan sen ya da sahip olan kişilere baktığında “neden bu insanlar bu kadar tatminsiz, huzursuz veya mutsuz?”.
Bugün kariyer kavramı toplumsal yargılar çerçevesinde 3 kelimeye indirgenmiş. İnsan gibi düşünen bir varlık için bu kelimelerle tanımlanan kariyere erişilsin ya da erişilmesin “mutsuzluk – tatminsizlik ve huzursuzluk” ile karşılaşmamak imkansız gibi. Neden mi? Durun önce bu 3 kelimeyi biraz deşelim!
Kariyer öncelikle terfi değildir. Bugün içinde bulunduğunuz koşullarda gözde çalışan olabilirsiniz. Ama yarın sizden küçük bir tık daha iyisini yapan, günün ihtiyaçlarını karşılayan biri bulunduğunda, onca yıllık kuruma kazandırdıklarınıza rağmen sizden vazgeçilebilir. Üzgünüm belki bu satırları okurken, kendi deneyiminizi size hatırlattım.
Kariyer unvan değildir. İş hayatında hepimiz konumunu kullanan kişileri görmüşüzdür, belki sizin de etrafınızda “şefim, müdürüm, direktörüm” diye dolaşıldı. Gün geldi emekli edildiniz ve üzerinizde en ufak bir etiket kalmadı. İş hayatı boyunca etrafınızı saran bu kalabalıklar, iş hayatınızın sona ermesi ile maalesef sizi yalnızlığa terk ettiler. Yeni bir unvanlının etrafında toplandılar.
Kariyer para değildir. İş hayatının sunduğu o kadar çok fırsat var ki, bu fırsatların her birinin de ayrı ekonomik karşılığı. Hangimiz ilk iş hayatına girdiğimizde odağımıza parayı koyduk? Ya da iş hayatı içinde farklı kurumlara geçtiğimizde ve bir önceki işimizde kazandığımızın çarp “x” katını aldığımızda, diğer kariyerimizde geçirdiğimiz zamana üzülmedik. Kendi işine geçenler ve girişimciler, aylık maaştan yıllık gelir kavramına geçtiğinizde ne kadar da çok şaşırmıştınız değil mi? Henüz adım atma cesaretini bulamayanlar, bu dediklerimi attığınız adımlar sonucunda daha iyi anlayacaksınız!
Neden bu kariyer tanımı arkasındaki üç kelime şu üç kelimeyi “tatmin, huzur ve mutluluğu” garanti etmez?
Başta söylemiştim. İnsan düşünen ve sorgulayan bir varlık. Bunu yaparken de toplumsal olarak kıyaslama yapmayı da sever.
Yani yan masadaki arkadaşınızın terfi alması, üniversite arkadaşınızın size göre kurumsalda daha üst unvanlarla daha iyi şirketlerde hayatına devam etmesi ya da size göre kapasitesini düşük diye tanımladığınız bir başka arkadaşınızın ekonomik olarak katbekat sizden çok kazanması.
Nasıl bunları okurken kendinizi diğerleri ile bu 3 kelime çerçevesinde kıyaslamaya devam ediyor musunuz?
Günümüzde zorlaşan geçim koşullarından dolayı, çalışma hayatı, gitgide insanı kendisinden uzaklaştıran, kendisini çevresindekilere yabancılaştıran bir noktaya doğru ilerlemektedir.
Çalışma yaşamı, işini severek yapmayan insanlar için salt hayatta kalabilmenin bir aracı haline dönüşmüştür. Bu bağlamda, milyonlarca çalışan ve daha da önemlisi, çalışma yaşamının henüz başındaki milyonlarca genç, çalışma ile benlikleri arasındaki ilişkiyi gözden kaçırmış bir durumda, kendilerine sadece “iyi para” kazandıracak bir iş ve meslek arayışı içindedir. Bu süreç, günümüzün iş dünyasında “kariyer olarak adlandırılmaktadır.Kariyer kavramı insanı iki açıdan yanıltmakta ve sınırlı kalmaktadır;
1. İnsan ömrünün neredeyse tüm üretken bölümünü kapsamasına rağmen, insanın yukarıda belirttiğimiz acı gerçeğin farkında olarak ya da olmayarak, kendi varoluşunun gerektirdiği özelliklere uygun işi seçememesi, bu bağlamda yanlış veya sevmediği işi veya mesleği seçmesi. Böylece, kariyerin insana aslında “cansız bir yaşam” sunması ve bu gerçekle bağlantılı olarak insanın içine düştüğü “yanılma, yanılsama ve sınırlanmış olma” durumu2. Genellikle belli bir yaşta sona ermesi gereken bir süreçmiş gibi algılanmasından dolayı kariyerin, “çalışma” olarak somutlanan insanın üretkenliğini sadece yaşla olan bağlantısı içinde sınırlanması ve sonunda insanı edilgen bir duruma getirmesi.
“Kariyer ve Varoluş – Daniş Navaro”
Peki nedir kariyer?
4000 saate yaklaşan iş dünyasında koçluk deneyimimle bana göre kariyer;
“bir insanın yaşamı boyunca farklı tecrübelerden edindiği öğrenme, gelişme ve değişimin, “cesaret özgüven ve azimle harekete geçirildiği” ve bunun sonucunda “bireyin elde ettiği maddi-manevi tatmini yaşama” deneyimidir.
Senin Hikayen (2. Baskı – Sayfa 17) – Kemal Başaranoğlu
Ve aynı zamanda kariyer, potansiyeli dolu dolu üreterek deneyimlerken, yaşamın tadını çıkarabilme becerisidir.
Hatırlatmak isterim ki; “Senin Hikayen o ilk adımı atmanı bekliyor“.