Serinin 1 Yazısı:
Parayla İlişkin Potansiyelini Doğrudan Etkiler ama sen bunun farkında bile olmazsın.
Para ile ilgili herkes bir şey söylüyor. En yaygın bilinen üçü;
– Para amaç değil araçtır.
– Parayla mutluluk olmaz.
– Önemli olan sağlık, huzurdur.
Peki gerçekten bu söylenenler doğru ise, beynin neden söylenenleri doğrular şekilde hareket edemiyor?
Durun size beyin bilimsel olarak anlatayım:
Öncelikle paranın beyindeki karşılığı “sadece bir kâğıt parçası ya da sayıdan ibaret”değil.
– Paranın beyindeki karşılığı kimi zaman ödül, kimi zamansa tehdit,
– Paranın beyindeki karşılığı bazen bir statü göstergesi bazense bir sosyal s*lah.
Özetle; para hem korku hem umut hem de bağımlılık demek.
Amacım bu ilişkiyi sağlıklı bir yere çekerek potansiyelinizi ateşlemek.
Neleri duyacaksınız?
🧠Paranın beyin bilimsel karşılığını,
🧠Neden kaybetme korkusunun kazanma arzusunu her zaman ezip geçebildiğini
🧠Harcamayla gelen geçici motivasyonun nasıl seni bataklığa düşürdüğünü,
🧠Ve beynin hâlâ mağara döneminde olmasının potansiyelimizi para üzerinden nasıl aşağı çektiğini,
Ve sizin gelen yorumlarınız ve sorularınızla zenginleşecek yeni başlıkları.
Para ile doğru farkındalık olmadıkça;
🧠 Daha çok stres, daha az güven içinde yaşarsın.
Uyarıyorum; bu bir nörobilimsel bilgiler ile desteklenmiş bir serisidir.
Yarına kadar şu sorunun cevabını ver: “Para dediğinde zihninde ne oluşuyor? Bedenin ne hissediyor?”
Serinin 2 Yazısı:
Para aklını sürekli meşgul etmiyor diye düşünebilirsin ama beynin aslında çoktan istila edilmiştir, farkında değilsindir.
Hepimiz bir takım hesaplar yaptık, bütçeler oluşturduk; bu bütçelerin arkasından yatırım kararları aldık ya da vazgeçtik.
Yani mantık çerçevesinde para ile her zaman bir ilişkimiz oldu. Beynimiz için para mantıktan öte yaşamsal bir uyaran aslında.
Ne demek istiyorum ?
– Para kazanırsın o motivasyon ile dopamin kokteylleri patlar,
– Para kaybedersin beyninde tehdit alarmları çalmaya başlar.
– Parayı yatırım için kullanırsın ve o yatırım içinde risk barındırıyorsa, midende kasılmalar hissedersin.
Özetle para – finansal ilişki nörobiyokimyasal bir ilişki; duygusal tepkilerin sahnelendiği bir oyun.
Peki beynin hangi bölgeleri bu oyunda rol alıyor?
🧠Para kazanma ihtimali oluştuğunda dopamin şelalesinin başlar. İşin en ilginç tarafı; henüz o parayı kazanmamış olsan mutlusundur. (NAC)
Nasıl büyük bir tehlike bu aynı zamanda farkında mısın?
🧠Kaybetme riskini düşündüğün an tehdit sinyalinin de başladığı an oluyor. (Amigdala)
Düşünsene maaşını kaybetme korkun sende sadece psikolojik değil, aynı zamanda fiziksel de stres kaynağı.
🧠Karar ve değerlendirmenin patronunuz her zaman çalışır ama sen onu bir de stres altında gör! Sana yapmayacağını yaptırır. (Prefrontal Korteks)
🧠 Ne o, harcadın harcadın ama içinden bir ses duymaya ve bu ses seni rahatsız etmeye mi başladı? (Insula)
Kısa bir özet ister misin?
* Para, sadece bir değer birimi değildir.
* Para, sinyaldir, tehdittir, umuttur, heyecandır.
Ve o muhteşem 🧠beynin sürekli değerlendirme ve yorumlamalarla meşgul.
Serinin 3 Yazısı:
Parayı kontrol ediyor musun? Yoksa o seni fark ettirmeden yönlendiriyor mu?
Bir çoğumuz para karşısında kendisini rasyonel görür. Daha önce de söylemiştim; Beyin için para, basitçe ödül ya da tehdit algısı oluşturan bir sinyaldir.
Para mı kazanıyorsun; gelsin dopamin. Ama burada çok önemli bir sorunumuz var: Kaybetmek ve kaybın getirdiği korku.
Kahneman ve Tversky der ki: “İnsanlar, aynı miktarda kazanç yerine kayıptan kaçınmaya daha motivedir”.
Gelin biraz açayım.
Şu iki seçeneğe sahip olsanız hangisini seçersiniz?
1) Hiçbir şey yapmadan 500 TL kazanacaksın. 2) Yazı tura oynayacağız. Yazı gelirse 1000 TL kazanacaksın. Ama tura gelirse “ellerin bomboş” kalacak.
Sen hangisini seçtin?
Çoğunluğun cevabı, garanti olan ilk seçenektir. Bu senin seçeneğin de olmuş olabilir. Oysa ikinci seçeneğin beklenen değeri de 500 TL’dir.
Ama şunu bilin ki; “Kaybetme ihtimali her zaman aynı miktar kazanma ihtimalinden çok daha güçlü duygusal tepkiler yaratır”.
İşte o muhteşem amigdalamız yok mu? Kaybı “hayatta kalma tehlikesi” ile eşdeğer tutar.
İşte şimdi anlıyor musun?
– Yatırım yaparken çekinirsin,
– Fırsat geldiğinde tereddüt edersin,
– Bütçe yaparken “yetmeyecek” hissi bedenini kaplar ve seni boğar.
Çünkü beynin mantıkla değil çanların kimin için çaldığı o tehlike sinyalleriyle çalışıyor.
Şunu bilin ki;
Mani ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırmada,
“finansal endişeler zihinde o kadar büyük yer işgal eder ki; diğer görevlere daha az bilişsel kaynak bırakıp IQ’da 13 puanlık bir düşüşe yol açar.Bu da bir gece uykusuz kalmaya eşdeğerdir” sonucunu bulmuştur.
Özetle stres altındaki beyniniz potansiyelinizi erişmenizi engeller. Sadece günü kurtarır hale gelirsiniz.
Şimdi su soruyu kendine sorabilirsin:
“Parayla ilgili kararları gerçekten ben mi yoksa geçmişim, korkularım ya da dopamine olan açlığım mı yönetiyor?
Serinin 4 Yazısı:
Paranın devrimsel ilerlemesine karşı beynin evrimsel katılığı… Mağarada yaşayan bir beyninle, boşaltılan cüzdanlardan biri de siz olmayasınız?
Güzel bir cumartesi diliyorum. Bugün belki senin için “soluklanma” günü,
Belki de alışverişe çıkacağın bir gün. Ama net olan bir şey var ki; arka planda senin güvenliğini sağlamaya çalışan beynin, sen soluklansan bile o çalışmaya devam ediyor.
🔥Bu ayın ödemeler dengesi biraz eksi verecek gibi.
🔥Ya o tatile de gitmek istiyorum, kaç liraydı?
🔥Diğer insanlar nasıl daha iyi gelirli bir iş bulabiliyor?
Bunlar beynin evrimsel tarafının böyle çalışmasının arkasındaki birkaç soru.
Binlerce yıl önce atalarımız, yokluk içinde yaşadığı ve hayati tehlike içinde var olmaya çalıştığı için, BELİRSİZLİK, TEHLİKE ve KITLIK beynin gelişim sürecini büyük bir dikkatle evrimleştirdi.
Zaten öyle olmasaydı; şu an dinazorlar gibi insan türü de tükenmiş olacaktı.
Basitçe;
Güvenlik: Para varlığı
Yaşamın son bulması: parasızlık
Birçok kişinin en az 6 ay ile 1 yıl rahatlıkla ayakta durabilecek bir bütçesi varken, işsiz kalmaktan korkarlar.
Çalıştığım dostlarım şunu itiraf ediyor;
“işsiz kalsam bile bu süre içinde mutlaka bir şekilde gelir yaratabilir ya da yeni bir iş bulabilirim”.
Neden böyle davranıyorlar ve sonra ne oluyor?
Bunu nöropazarlama masterını da dün tamamlamış olan biri olarak, pazarlama biliminin can ata ata ağına düşüyoruz.
• 12 ay taksitle
• Yeni ürün çıktı, ilk sen al.”
• Süper indirim
• ya da sosyal medyada bir diğer arkadaşınızın o ürün ya da hizmeti aldıığını görme.
İşte modern zamanın beyni meşguliyeti bir tarafta, varlığını devam ettirmek isteyen bir beyin diğer tarafta.
Sen sadece kendini geliştirmek istersin, ama beynin der ki; “dur çocuğun nafakasını boşa harcama”
Halbuki, geleceğe yapacağın en büyük yatırımı, geriden gelen kıtlık algınla engellersin.
Beynin seni korumaya çalışıyor, ama bu bazen çapayı atmış gemi gibi olduğu yere çakılmak demek.
Sonuç; günümüz dünyasında sağlık bir şekilde ayakta kalmak için beynini güncellemen gerek.
Son söz: Bu arada unutma etrafındakiler de aynı mağarada yaşıyor.
Serinin 5 Yazısı:
🧠 Para potansiyelini nasıl etkiliyor?
Aşağıdaki soruyu okuduktan sonra yazıya devam etmeyip, sadece 1 dakika düşünür müsün?
“Para için mi potansiyelini kullanıyorsun yoksa potansiyelini kullan(a)madığın için para seni peşinden mi sürüklüyor?”
Geçen haftadan beri altı paylaşım ile beyinle para arasındaki tuhaf ilişkiyi konuştuk.
Özetle arka planda,
* Ödül sistemleri,
* Korkular,
* Stres faktörleri
* Uykusuz ve IQ düşüş ile deneyimlenen baskılar fark ettik.
Bu ne demek?
“Parayla ilişkisini tanımlayamayan ve onu yönetemeyen bir kişi asla potansiyelini sürdürülebilir şekilde deneyimlenemez”.
Neden mi?
🧠 Stresin sürekliliği beynin yaratıcılık devrelerini kapatır,
🧠 Korku ile risk alın(a)maz, olgunlaşıp, büyünül(e)mez.
🧠Kendini karşılaştırmak özgünlüğü ve özgünlüğü elden alır.
Şunu mutlaka bir yere not et:
“Finansal stres, zihin kapasitesini %13 oranında düşürür ve bu bir gece uykusuz kalmaya eşdeğerdir” Mani ve arkadaşları.
Şimdi şunu çok net anladın mı?
“Beynin hayatta kalmaya odaklanırken, senin potansiyelin arka planda, “standby”dadır”.
Artık kendine şunu dürüstçe sorma zamanı?
Parayla ilişkim beni olgunlaştırıyor mu? yoksa beni parlatıyor mu?
Potansiyelini ateşlemek mi istiyorsun;
“Paraya yüklediğin anlamı ve onunla olan bağını tekrar değerlendir, zihinsel yüklerini dengele.”
5 gündür bu seriyi takip eden herkese teşekkür ediyorum. Umarım bir şeyler içinizde oynadı.
Bu son yazıyı bir bitiş olarak değil, aksine bilinçli bir farkındalığın ilk adımı olarak görün.
Ve isterseniz şu cümleyi önünüzdeki post-it’e de yazın.
“Potansiyelim para ile sınırlanamaz. Para tarafından yönlendirilen değil, yönlendiren olurum”.
Bir sonraki nörobilim serisinde görüşmek üzere.
Not. Bu paylaşımlar Linkedin ve Instagram hesaplarımda paylaşılmıştır. Bu gibi paylaşımları ilk okuyanlardan olmak isterseniz, hesaplarımı takibe beklerim.