Back

Mikro Yöneticiler: Operasyonelliğin dibi!

Her sabah masanın başına geçiyorsun.
E-mailler, toplantılar, bitmeyen işler…
Koşturuyorsun. Planlar yapıyorsun. Bir şeyleri çözmeye çalışıyorsun.

Ama farkında bile değilsin.

Çünkü fark edecek zamanın yok.
Çünkü kafanı kaldırıp büyük resme bakamıyorsun.

Zannediyorsun ki insanları yönetiyorsun.
Sen bir itfaiyecisin aslında!
Aslında sadece yangın söndürüyorsun.

Neden mi?
Çünkü insanı bilmiyorsun.
Çünkü beyni tanımıyorsun.
Çünkü ve en kötüsü, kendini bile tanımıyorsun.

Şimdi gerçekle yüzleşmeye hazır mısın?

🔴 Bazı çalışanlar sana kök söktürmek için burada! Hep takoz!
🔴 Bazıları ergen sendromunda! Hiçbir şeyi beğenmez ama elini taşın altına da koymaz.
🔴 Bazıları sağlam sabotajcı! Önünde “tamam” der, arkanda iş bozar.

Ve sen bunları yönetemediğin sürece…

Sesini çıkarmayan birkaç kişiyi yönetebildiğini sanıp kendini avutursun.

Aslında batmaya mahkûm bir geminin kaptanı olmuşsundur.
Ve kaçınılmaz sona doğru gidiyorsundur.

 

O güne kadar:

❌ Çalışanların seni kaile almayacak.
❌ Üst yönetim karşısında ezileceksin.
❌ Ekip yerine her şeyi sen yapacaksın.
❌ Eve yorgun argın gidecek, sabaha tükenmiş uyanacaksın.
❌ Bir sabah “Ben burada ne yapıyorum?” diye soracaksın.

Ve o gün geldiğinde…

Ya gerçekten yönetmeyi öğreneceksin…
Ya da bu kaosun içinde boğulup gideceksin.

📍 ÇÖZÜM?

İnsan odaklı – nörobilim temelli çalışmalarla önce kendini, sonra ekibini yönetmeyi öğren.

📍 Sonuç ?
Beyninin nasıl çalıştığını çözeceksin.
Kim nasıl yönetilir, öğreneceksin.
Kimlere “hayır” demen gerektiğini bileceksin.
Gerektiğinde kapıyı göstereceksin.
Dirençle baş etmeyi ve ekibini yönetmeyi anlayacaksın.

Ve en önemlisi…
İş yükü altında ezilen bir mikro yönetici olmaktan çıkıp, gerçekten liderlik etmeye başlayacaksın!

Şimdi kendine sor:
👉 Bu yükün altında daha ne kadar ezilmeye devam edeceksin?

Kurumsal ve bireysel ihtiyaçlarınız için bana ulaşabilirsiniz.

Kemal Başaranoğlu
Kemal Başaranoğlu
https://www.kemalbasaranoglu.com