Back

“Kumar ile kariyer ilerlemeniz arasında çok büyük bir ilişki var”

“Kumardan alınan keyif, ödülün ne zaman geleceğini bilmemektir”

Dan Ariely – Akıldışı Ama Öngörülebilir

  • Kariyerde sabır taşı mısınız?
  • 2-3 hatta 4-5 kişilik işi tek başınıza yapanlardan mısınız?
  • Ya da artık taş çatlıyor, işten ayrılıyorsunuz yerinize 2-3 kişiyi mi alıyorlar?

Davranışçı psikolog B.F. Skinner “Pekiştirme Tarifeleri” dediği araştırma “aç bir fareye pedala basma davranışı karşılığında onu yiyecekle ödüllendirmesi” sürecine dayanıyordu. Yani fare her “x defa” pedala basınca yiyecek düşüyordu.

Skinner; araştırmasını 2 farklı tarife uyguladı.

1. Sabit oranlı tarife; örneğin fare pedala 5 defa basınca ödül olarak yiyecek düşüyordu.

2. Değişken oranlı tarife; ödül tesadüfi sayılarda pedala basışa bağlanmıştı. Bazen 3, bazen 8, bazense tek basışta fare ödüle erişiyordu.

Resim: Pinterest Fernando Marks

 

Şimdi gelin kariyer sistemini düşünelim.

Bir şirkette yükselme 4 yılda bir tanımlanmış, diğerinde ise tanımsız. Yani bazen peşpeşe, bazense 3 yıl sonra kariyer geliyor. Siz hangisini daha motive edici buluyorsunuz?

Bugüne kadar “belirsizlikten” hoşlanıyorum diyeni görmedim. Aksine, belirsizlik, huzursuzluk ve rahatsızlıkla eş tutuluyor. Her şeyin belirli ve net olması, rasyonel olmayan dünyada insanın en büyük rasyonel olmayan arzusu.

Yani cevap birinci şık, “tanımlı olsun – benim olsun”a geldiyseniz, YANILDINIZ – ÜZGÜNÜM.

Skinner bu araştırmanın sonucunda “sabit oranlı tarifenin yani “kaç pedal sonucunda farenin yiyecek aldığını bilmesinin onu motive etmediğini” ispatladı. Ama bunun ötesinde çok daha çarpıcı bir sonuç buldu?

“Ödül kesildiğinde sabit tarifedeki fare artık pedala basmayı bırakıyordu”,

x pedal sonra ödül yoksa fare duruyordu. Oysa değişken orantılı tarifede fare çok uzun süre pedala basmaya devam edebiliyordu.

Bu araştırma kariyerin de kumar gibi olduğunu, belirsizliğin tatmin verdiğini söylüyor.

  1. Önünüzde net bir kariyer parkuru olsa, “x yıl sonra … pozisyonunda olacaksın, y yıl sonra .. pozisyonunda” motivasyonunuz sürdürülebilir olmayacak. Düşük kalitede işler çıkaracaksınız.
  2. Kurumlar çalışanlarına arada havuç uzaratak ya da havucun varlığını göstererek (ara küçük terfiler-pozisyonlar, seyyanen zamlar, gizli/açık primler), çalışanların ağzında tat bırakıp onlara bir sonraki adımın umudunu veriyor.
  3. Uzunca bir süre, kurum çalışanını herhangi bir şekilde ödüllendirmezse, o çalışan verimsiz performansı düşen (hatta yatan) çalışan haline geliyor.

 

Burada çalışanlara birkaç notum var:

  1. Kariyer parkurunda netlik aramak gerçekçi değil, heyecana/motivasyona ihtiyacınız var. Şayet düzenli bir terfi sistemine geçerseniz tam performansınızı göstermeniz, potansiyelinizi ateşlemeniz mümkün değil.
  2. Kurumlar belirsizlik içinde küçük havuçları vererek ya da vermeyerek sizi yönetirken her zaman zihninizde bir takım kurgular olsun. A-B-C planlarınızı yapın. Belli zaman dilimlerinde istediğiniz yere ulaşamıyorsanız, diğer planlarınıza geçin. Buna kurum değiştirmek dahil. Bunun için de mutlaka kendinizi geliştirin, ağınızı ve ilişkilerinizi kurum içi-dışı geniş tutun.
  3. Umudu kesip, çalışmamak size sabit gelir getirse bile risk altında bağımlı çalışmaya götürür. Hayat bu şekilde emin olun geçmez. Potansiyelinize ve kendinize yazık edersiniz.

 

Şimdi yönetimlere birkaç notum var

  1. Çalışanlarınızın ihtiyaçlarını anlayarak, potansiyelini kullanabileceği tatmin iş ortamı yaratmaya çalışın.
  2. Çalışanlarınızın maddi ve manevi haklarını verin,
  3. Çalışanınızı kaybettikten sonra onu şirkette tutmak için çaba harcamayın, ya baştan onu görün ya da bırakın çalışanınız gitsin. Kurumu zehirlemeye hakkınız yok.
  4. Çalışanınız gittikten sonra onun işini birkaç kişiye bölüyorsanız ve/veya yerine birden fazla kişi alıyorsanız, etik-ahlaki davranmıyorsunuz.

Bir sözüm de kendi işini yapan/girişimcilere ya da kendi işi/girişimcilik niyetinde olanlara;

Kendi işine ya da girişimciliğe geçen dostların çoğu belirsiz-zor süreçleri yönetmek için büyük çabalar harcarlar. Bu kişilerin adrenalin sevgisi belirsizlikten ama bu belirsizliğe rağmen erişebileceğine inanmaktan, umuttan – iyi niyetten geliyor. “Elde edilen küçük kazanımlar (ve bazen sürpriz büyük)”, onların en büyük motivasyonları…

Son söz: Beyninizi kullanın “sakın buradan girişimcilik kumardırı çıkartmayın”.

😄


Teşekkürler; 4. yılında Potansiyelini Ateşle’nin 27. grubu 5 Şubat’ta açılıyor.

Çok yakında 5. yılına girecek bu programda sen de Potansiyelini Ateşleye.

Yeni grup tarihi için bana ulaşabilirsiniz.

Kemal Başaranoğlu
Kemal Başaranoğlu
https://www.kemalbasaranoglu.com