Back

Kripto’da Neden Kaybediyorsunuz? “Beyinin 3 Tuzağı ve Çözüm Önerileri”

Borsalarda ve kripto piyasasında çok ciddi kayıplar yaşanıyor. Bu, maalesef sadece maddi sonuçları olan bir süreç değil; intiharlara da yol açıyor. Bilimsel perspektiften piyasalardaki durumu değerlendirelim mi?

Öncelikle hangi “borsa ya da coin”i seçmelisiniz?

Hayır, ben size ne borsa ne de coin önerisinde bulunacağım, alanım değil. Ama bir gerçek var ki, ekonomik durumun hem ülkemizde hem de dünyada çok iyi olmadığı şu günlerde, birçok kişi soluğu kripto piyasalarında alıyor. Türkiye’deki yatırımcılar, işlem hacmi anlamında dünyada dördüncü sırada yer alıyor (*). Peki, borsalar denildiğinde ne anlıyoruz: Grafikler, mumlar, endikatörler, algoritmalar,.. v.b. gibi. Bu kavramlar temel ve teknik analiz için olmazsa olmaz. Birçok kişi bunları biliyorken peki evdeki hesap neden çarşıya uymuyor?

Bu noktada önemli bir gerçek var : “Beyinimizi tanımıyoruz ve onunla dost değiliz!”.

Bir yol arkadaşım koçluk görüşmesinde anlatmıştı: “Sabahlara kadar ekran karşısında oturuyorum”. Sizi piyasanın ekrana kilitlediğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Sizi ekrana kilitleyen ne ani düşüşlerde panik satışlar ne de inatla tam tersine elde tutmaya çalışma çabası. Kafanızın içinde bulunan 1.350 gramlık yağlı organ, beyniniz, size bu tuzakları hazırlıyor!

Önce tuzakları tanımakla başlayalım.

1. Ödül oyunu ve dopamin şelalesi: 

Kripto piyasası şelale yapar da beyin yapmaz mı?  Kafanızın içinde yağlı esnek organ tam bir kumar makinesi dönüşme potansiyeline sahip! İnsan beyni, acıdan kaçar hazza koşar.

Beyin yaşamsal varlığı devam ettirme ve ödül peşinde koşmak üzere evrimleşmiştir. Her türlü kayıp, beyin için kaçınılması gereken bir durumdur. Çünkü kayıp, beyin için acı demektir ve bu acı fiziksel acıya eşdeğerdir.

Kazanma beklentisi olduğunda ne yaşıyoruz?

Bu beklenti başlı başına dopamin kaynaklarının tüm zihni ve bedeni coşturması demek. Bu düşünce içimize düştüğünde, dopamin nörotransmitteri salınıyor. Ve işin en ilginç tarafı “ödülü kazanıp kazanamayacağımız kesin olmadığında, yani belirsizlik algısında bu hormon beyinde en yüksek düzeyine ulaşıyor.

Kripto piyasası nedir? Belirsizliklerin en yoğun olduğu, aynı zamanda da riskin (ödül-ceza) en yüksek olduğu piyasalar. Ne demiştik?

“Kazanıp kazanmama kesin olmadığında” dopamin salınımı en üst düzeye çıkıyor. Şimdi anlıyor musunuz; neden bu kadar çok insan bu piyasada işlem açma arzusu ile yanıp-tutuşuyor.

Gelin şu süreci basitçe özetleyelim:

  • Bir coin’in aniden yükselmeye geçmesi, sizde bir dopamin patlamasına neden olur.
  • Bu sizin ekran karşısına kilitlenip, her 3-5 dakikada bir uygulamaya bakmanıza neden oluyor. Çünkü ödül beklentisi dopamini tetikliyor.
  • Sonuç olumlu olursa, ödülün verdiği tatmin geliyor ve dopamin seviyesi azalmaya başlıyor.
  • Sonuç olumsuz olursa, “ya bir sonraki sefer büyük çıkış olursa” düşüncesi zihninizi yemeye başlıyor. Yani kollu makine misali, siz tekrar denemeye girişiyorsunuz. Bu da bağımlılık döngüsünü açmaya neden oluyor: 2x, 3x’e, 5x’e … hatta kaybı kazanmak için daha fazla “x”’.

Beyni farkındalıkla kullanmadığınızda, kendinizi kollu kumar makinesine teslim etmiş olursunuz. Bazen birkaç deneme ve küçük ödüller, bazen büyük kayıplar ve sonrasında intikam için yeni bir olasılığı düşünmek, sizi o ekrana bağlar. En rasyonel yatırımcı bile bir süre sonra mantıksız davranmaya başlar.

Yatırımcılara “Neden sürekli işlem yapıyorsunuz diye?” sormuşlar, anlamlı-net ortak bir cevap bulunamamış. Aslında işlemi piyasalar yaptırmaz, dopamine köle olmuş beyin yaptırır.

 

2. Kayıp Aversiyonu: Beyin Kaybetmeye Asla Gelemez

Davranışsal iktisadın öncüsü ve Nobel ödüllü psikolog Daniel Kahneman’ın “İnsan beyni için 100 birim kazanmanın verdiği mutluluk, 100 birim kaybetmenin yarattığı acının yarısı kadar bile değildir.” demiş.

Kayıplar her zaman bizde derin yaralar açtığı gibi kazançlara göre çok daha güçlü iz bırakır. Bu nedenle; piyasalardaki yatırımcılar, zararda pozisyon kapatmayı tercih etmez. Çünkü zararda kapatmak demek; aynı zamanda kaybı da kabullenmek demektir.

Gelin, ani bir düşüş olduğunda ne olduğunu konuşalım.

Beyinde tehlike veya tehdit anında güvenlik amirliği rolünü üstlenen amigdala devreye girer. Amigdalanın devreye girmesi aslında beynin idari amiri olarak tanımayabileceğim prefrontal korteks denen sorgulayan, mantık yürüten, gelecek kurgusu yapan rasyonel devreleri pasif hale geçer. Bu anlarda yatırımcı bir anda tüm bildiklerini unutur ve panik satış yapar. Ve bazen birkaç saat, bazense ertesi gün: “Şimdi ben işlemi neden kapattım” diye kendini sorgular, hayıflanır. Ama iş işten çoktan geçmiştir.

Finansal piyasalarda en sık görünen diğer hataysa kazançları erken almak, kayıplarıysa neredeyse sonsuza kadar taşımaya çalışmaktır. Stres seviyesi ve kortizol salınımı, siz bilinçsizce sürekli grafik bakmaya iter ve beyninizi zehirler. Kripto ile uğraşan çoğu kişi kimi zaman günün 10–12 saatini ekran başında geçirir. Sürekli fiyat dalgalanmalarını gözlemlemek, beyni sürekli tetikte tutmak anlamına gelir. Sürekli tetikte olan bir beyinde duygusal değişimler de stres mekanizmasını sürekli aktif tutar. Kortizol aslında kısa vadede dikkati arttırıp, size doğru sonuçlar verdirir. Ama artık kronikleşmiş kortizol söz konusu ise beynin mantıklı karar alması baskılanır. Çünkü amigdala devreye girmiş, korteks devre dışı kalmıştır. Yatırımcı çok fazla dürtüsel, çok sabırsız ve daha riskli kararlar almaya açık hale gelmiştir.

Cambridge Üniversitesi’nden Dr. John Coates’in trader’lar üzerine yaptığı bir araştırmada, piyasadaki belirsizliğin yarattığı yüksek kortizol seviyesi risk algısıyla oynayarak, yatırımcıları aşırı temkinli hale getirdiğini bulmuştur.  Araştırma aynı zamanda, kazanma serilerinin tetiklediği yüksek testosteronun da tam tersi bir etki oluşturarak, yatırımcıları ‘kumarbaza’ dönüştürdüğünü (aşırı özgüven tuzağı) göstermiştir.

Kripto borsasında “kontrolsüz, bilinçsiz, prensipsiz ya da prensip dışında işlem” yapan kişilerin büyük çoğunluğu aslında kendi planlarını değil, kortizolün onun için yarattığı duygu ve düşüncelerin sonuçlarını uyguluyor.

 

3. Sosyal Medya Fenomenleri, Telegram Grupları Arkasındaki Sürü Psikolojisi

Evrimleşme yolculuğunda bir grubun üyesi olmak ve o gruba uyum göstermek yaşamsal bir zorunluluktu. Aksi halde insan evladının vahşi hayvanlar karşısında varlığını devam ettirmesi söz konusu olamazdı. Bu nedenle beynimiz, başkalarının davranışlarını otomatik olarak referans alır.

Bugün finansal piyasalar da benzer şekilde işliyor: Sürüde kalmak kazandırır.

  • Bir X fenomeni “bu coin uçacak” dediğinde, beyin ona inanmaya hazır hale geliyor. Çünkü arkasında ödülü var: Finansal varlığın devamı.
  • Bir telegram/whatsapp grubuna bir arkadaşınız katılıyorsa, siz de o grupta olmak için can atarsınız. Çünkü beynimiz “geri kalmaktan” korkuyor.

Sürünün verdiği sosyallik ve sosyal onay, bağımsız düşünme becerilerimizi köreltiyor. İşte bu nedenle X fenomeni a, b coinini al dediğinde, birileri alıyor ve siz de “herkes aldı ben de almalıyım” bu coin uçacak düşüncesini satın alıyorsunuz. Özünde evrimsel olarak bu mantıksız değil. Lakin ilkel yaşamsal dürtüler günümüz dünyasında artık bize yetmiyor. Ve kontrol altında tutamazsak, finansal piyasalarda felaketlerle karşı karşıya kalmaya mahkum oluruz.

 

Sorunlardan bahsettik; peki piyasalarda ayakta kalmak için beyninizle nasıl dost olabilirsiniz?

Analiz tekniklerini bilmekle birlikte dalgalı piyasalarda kalıcı olmak için beyninizi de yönetebilmeniz lazım. Size 5 tane bilimsel strateji önerisinde bulunacağım.

  1. Sizi ne “FOMO” (fear of missing out)’ya itiyor.Açgözlülük mü? Kaybetme korkusu mu? Yoksa sürüden ayrı kalmak mı? Bunu fark edin.
  2. Zihinniz yoruldu mu aldatır? Ekranı sürekli kontrol etmek, stres-kortizol seviyesini yükseltir.Ekranı belirli aralıklarla kontrol etmeli yani kapatmayı bilmeli. Bu kapalı zamanlarda hareket etmeli-yürüyüşler yapılmalı, stres seviyesinin düşürülmesi sağlanmalıdır.
  3. Stratejisiz/Prensipsiz yola çıkmayın : Sakin kafa ile kendinize kurallar tanımlayın.Unutmayın duygusal anlarda mantık devreleri kapandığı için bu anlarda karar almak için takip edeceğiniz bir check-list olmalı.
  4. Sürüleriniz olmasın: Sosyalliği dengeli kullanın, her söylenene inanmayın.Güvendiğiniz bir elin parmağı kadar kişi belirleyin ve onlar dışında duyduklarınıza algınızı kapatın. Onların yorumlarını da kendi süzgecinden geçirin.
  5. Küçük kazanımlarınızı bağımlılık haline getirmeyin:Dopamini bilinçli bir şekilde yönetin ve küçük kazançların değerini bilin. Ama onların sizin gözünüzü köreltmesine müsade etmeyin.

Kripto borsaları gibi finansal piyasalarda sizi batıran coinler değil, beyninizi tanımamak ve onun size hazırlayabileceği oyunları bilmemektir.

Beyninizi yönetemezseniz, piyasa sizi kendisi için köle yapar! Beyninizi yönetmeyi öğrenirseniz, sadece finansal piyasalarda değil, hayatın her noktasında kazanan siz olursunuz.

(*) https://pkf.com.tr/turkiyede-kripto-paralarin-vergilendirilmesi-mevcut-durum-gelecege-bakis/#:~:text=Türkiye%2C%20küresel%20işlem%20hacmi%20açısından,dünyada%204.%20sırada%20yer%20alıyor

Kemal Başaranoğlu
Kemal Başaranoğlu
https://www.kemalbasaranoglu.com