Back

Nörobilim Serisi 2: UMUT, Potansiyelini Nasıl Etkiler?

Serinin İlk Yazısı: UMUT senin kitabında ne anlama geliyor?

“Kalbinin derinliklerinden gelen umudun kadar bu dünyada varsın!”

İyi de sen gerçekten içinde o umudu hissedebiliyor musun?

Yoksa mevcut durumda sahte bir güvenlik algısı içinde seni tutan bir umuda mı sarılıyorsun?

Şimdi senden şunu istiyorum. Kendine şu soruyu sor:

“Umudum beni ileri mi taşıyor, yoksa olduğu yerde mi tutuyor?”
1 dakika okumayı bırak ve düşün!

🧠 Nörobilimsel çalışmalar diyor ki;

“UMUT sadece basit bir rahatlatma duygusu değildir”

Gerçekten UMUT, gelecekteki olası bir sonuca ulaşan bir nörokimyasaldır; yani dopaminerjik bir döngüsüdür.

🧠Ne demek mi istiyorum?
✅ Şayet UMUT varsa beyin dopamin üretir,
✅ Dopamin üretirse, gelecek hayali kurgusu başlar,
✅ Hayaller erişilebilir olmak için planlara dökülür,
✅ Planlar eylemlerle buluşur,
✅Ve işte tam da o an potansiyel ortaya çıkar!

Ya o umut yoksa!!!!
🥺 Beyin seni korumak ve valrığının devam ettirmek için sürekli “mevcut tehdidi” yönetmekle çabalar.
🥺 Geçmişe tutunulur, benzer döngülerde kalınır, risk alınmaz.

İşte bu nedenle “UMUDUN HER ŞEKLİ SENİ DESTEKLEMEZ”.
Sadece seni içinde bulunduğun eylemsizlikle hizalar, sakinleştirir.

Şu soruyu kendine sor:
İçinde, kalbinin-zihninin en derinliklerinde bulunan o umut seni ateşliyor mu, yoksa uyuşturuyor mu?

Bugünlerde en çok ihtiyacımız olan konuyu, Nörobilim serimizin ikinci konusunu olarak seçtim: UMUT.

Yanan ormanlarımız, içinde bulunduğumuz psikolojik ve fizyolojik sıkıntılarımız burada devam etmek daha anlamlı olacak dedim.

Yarın beyin bilimsel umudu konuşacağız.

Bu postları kaydetmeye başlamanı öneririm.

Çünkü potansiyelin doğru umudu beslemene bağlı.

 

Serinin 2 Yazısı: Umutsuzluk neden insanı olduğu yere çiviler: Umudun Beyindeki Kodu

✅ Harekete geçemiyorum.
✅ Odaklanamıyorum.
✅ Nereden başlayacağımı bilmiyorum.

Bu cümleleri söyleyen çok kişi tanıdım.
Ve hatta bir kısmı ile çalışma şansına da eriştim.

Ama şunu iddia ediyorum ki, bu cümleler motivasyon eksikliği ya da cesaretsizlik değil, sadece “umut seviyen” aşağılarda.

Umutsuzluk karamsarlık değildir.

Ve umutsuzluk farklı birçok kılık arkasında gizlenir: Karar verememek, ertelemek, durmak, gibi.

Şimdi gelelim işin beyin bilimine:

En basit ifade ile

“Geleceğe Odaklanmak, Beyin için Umuttur”.

Bunu hissettiren şey de kanında gezinen dopamindir.

Umut varsa, dopamin yolakları açılır, hedefler beyinde belirir-netleşir, planların ardı arkası kesilmez ve o hareketlilik başlar.

Ya o umut yoksa; işte o zaman dopamin yolakları kapanır, gelişkin beyin kapasiten korteks kapanır, amigdalan coşar ve hayatta kalmak, varlığı sürdürmek tek hedef olur.

Gelecek hayali, tutkusu, duygusu yoksa umutla arandaki bağ kopmuş demektir.

Potansiyel, geleceği hayal edemeyen zihinde aktif hale geçemez.

Umut; polyannacılık, telkin, dua etmek demek değildir.

Umut, beynini harekete geçirme kapasitesidir.

Serinin 3 Yazısı: Beynin kendisine uydurduğu tatlı yalan: SAHTE UMUT!

Umut her zaman seni harekete geçirmez, bazen seni olduğun yere hapseder.
Bunu da çok sinsice yapar.
Çünkü belirsizliğe dayanamayan beyin, “umut maskesi” altında kendini kandırır.

İş hayatında şu cümleler tanıdık geldi mi?
🥺 Seneye kesin terfi gelecek,
🥺 Bunca yıl burada çalıştıktan sonra haklarımı kaybetmeye değmez, biraz daha beklerim.
🥺 Zamanla elbet bu yönetici de gidecek, çok daha iyi çalışacağım biri gelecek.

İşte bu “umut” seni ileri taşımayan umuttur.
Beynini o an tatmin olacak şekilde kandırırken, eylemsizliğini desteklersin.

Beyin bilim açısından bakarsak,
“Bu pasif umut şekli, dopamin yolaklarını kısa süreli aktif hale getirir,
Zamanla bekleme hali sonuçsuz kaldıkça, dopamin düşer.”

Hani artık motivasyonunuzun kalmadığı,
“İşe ayaklarınızın geri geri gittiği günler yok mu?”
Ha! Işte tam “o” deneyimden bahsediyorum.
Buna sahte umut diyebiliriz.
Belirsizlikle başa çıkamayan beynin; kendini kandırma, uyutma stratejisi.

Şimdi içinde taşıdığın umuda bak;
“Seni gerçekten bir yere taşıyacak olan bir şey mi? Yoksa daha çok avunma bahanesi mi?”

Çünkü yanlış umuda bel bağlamak, potansiyelini askıya almaktır.

Bir sonraki bölümde umudun potansiyelini nasıl nörobilimsel olarak ateşleyeceğini konuşacağız.

📌 Bu yazıyı yaz bir yere.
Çünkü eski umudu hayatından çıkartmadan ilerleyemeyecek.

 

Serinin 4 Yazısı: Potansiyelin kıvılcımı olan “Umut”.

✅ Umut, seni hareket ettirir,
✅ Hareket edersen, öğrenirsin,
✅ Öğrenirsen, gelişir, olgunlaşır ve dönüşürsün,
✅ Potansiyelini deneyimleme şansına erişirsin.

Umut aslında nörobiyolojik bir hazırlık sürecidir.
Beynin gelecekteki olasılıklarla ilgilenmeye başladığında,
=> Dopamin yolaklarını harekete geçirilir,
=> En önemli beyin bölgelerinden olan prefrontal korteksini devreye alır:
Planlama, karar verme ve geleceğe adımlar peş peşe başlar.

Şimdi anlıyor musun?
“Umut seni büyük bir heyecanla harekete geçirir”.

Ya o umut yoksa?
🥺 Beynin kendini kapatır,
🥺 Geçmişine odaklanır,
🥺 Tekrar eden düşüncelerle seni yaşatır.
🥺 Paradoxal plastisite çalışır.
=> Yani seni olumsuzluk kuyusunun içine atar.
“Potansiyelin kaybolmaz ama “standby”a geçer.”

Dopamini genelde “ödül diye konuşur” konuya hakim olmayanlar,
Aslında dopamin gelecekte bir ödül fırsatı olduğunda salgılanır.
Yani asıl tetikleyici: Umut.
Umut, hareket başlamadan önceki enerjinin ilk sinyalidir.

Nörobilim serisinin ikinicisi olan “Umut”,
Potansiyelinle doğrudan ilişkilidir.
Umut yoksa potansiyel sadece bir kelime olarak kalır.
Hareket hiçbir zaman gelmez.

Şimdi dört yazılık seriyi takip ettiysen, şunları yapmanı öneriyorum.

1. Tüm yazıları tekrar oku (yorumlara bırakıyorum linkleri=
2. Kendine şu soruyu sor: “Umut beni güçlendiriyor mu? Yoksa beni idari mi ediyor?”
3. Post-it’e şunu not düş:
“Kemal der ki; Potansiyelim Umudum Kadardır. O umudu her ne olursa olsun canlı tutacağım”

Yeni nörobilim serisi çok yakında.
Bu bilimsel seri hakkında ne düşünüyorsun?
Bir sonraki konu başlığı ne olsun?

Not. Bu paylaşımlar Linkedin ve Instagram hesaplarımda paylaşılmıştır. Bu gibi paylaşımları ilk okuyanlardan olmak isterseniz, hesaplarımı takibe beklerim.

Kemal Başaranoğlu
Kemal Başaranoğlu
https://www.kemalbasaranoglu.com