Bir koçluk klişesidir: “Koçlar akıl vermez.”
Koçluk akıl verme yeri değildir ama en çok da koçlar, koçluk almaya geldiklerinde akıl isterler.
Yıllardır koçluk yaptığım dostların arasında koçlar da var.
Bir süre sonra, koçluk görüşmesi sonrası sohbetlerle dostluk da başlar.
Bu süreç ile olaylar çok değişir.
Koç kişi, koçluk almaya gelir ve genelde, şuna benzer bir cümle dile gelir;
“Bugün sizden koçluk istemiyorum.
Bana ne yapmam gerektiği söylemenizi istiyorum.”
Bense, çoğunlukla kahkahayı basarım.
Karşımdaki de ya benimle güler
Ya da çaresizlikle ona akıl vermeyeceğimi anlar, bozulur.
Elbette, ben bildiğimi güzelce okur; koçluğumu yaparım.
“Kahkahayı basarım” dedim ya, o “kahkaha çok önemli”.
O kahkaha reflekstir içtendir ama ne önemi var biliyor musunuz?
O kahkaha, uyumu bozar.
Yani onun istediği uyumu bozar.
“Nasıl yani koçluk, koçluk alanla uyum kurmak değil midir?” dediğinizi duyar gibiyim.
Evet ama her zaman uyum, size istediğiniz sonucu vermez.
Bazen uyumu bozmak, koçlukta, gerçekten istenen sonucun ilk adımıdır.
Sevgili meslektaşım, tavsiyemi al: Profesyonel koç duruşunu koru.
Ne varsa, koçlukta var.
Kemal Başaranoğlu, MCC