Back

Kurumsal Dünya mı ? Kendi işin mi?

Sizin hayatınızda yaşadığınız en büyük ikilem neydi bilmiyorum ama benim en büyük ikilemlerimden birini oluşturdu; “Kurumsal hayatta devam mı ? Yoksa artık kendi ayaklarım üzerinde durmak mı?”.

Çünkü kurumsalın zihnimdeki karşılığı;

  • Maddi anlamda güven; ay sonunda yatan maaş garantisi
  • Manevi anlamda güven; sosyal algı,
  • Ve daha da önemlisi, herkes tarafından bilinen – doğru olarak genel kabul gören; kabul edelim toplum olarak SGK ya da 657 bizim için önemli(ydi).

 

Girişimcilik denince,

  • Bilinmezlik demekti; hayatında pazarda su bile satmamış insanın satış içinde olma zorunluluğu (benim yaş dönemimde yaygındı),
  • Sabit gelir olmaması, ailesel risk algısı,
  • Güvensiz liman.

 

Terazinin kefesi açısından bakıldığında kurumsalın ağır basması gayet doğal bir durum. Çünkü; “hem bireysel hem de sosyal olarak bilenen ve genel kabul göreni yapmak” demekti. Peki ne oldu da bende kurumsal aşk bitti; hem de tam da istediklerimi elde etmeye başladığımda.

Gelin biraz nörobilimsel perspektiften konuya bakalım.

1. İnsan beyninin olgunlaşması (miyelinizasyon) yani doğru bir şekilde muhakeme etme, planlama, karar alma, … v.b. yirmili yaşların başında gerçekleşebilmektedir.

2. Sevinçleriniz ve üzüntüleriniz, anılarınız ve tutkularınız, kişisel kimlik ve özgür irade anlayışınızla siz aslında sadece büyük bir sinir hücreleri topluluğunun ve onunla ilişkili moleküllerin davranışlarından ibaretsiniz (Crick).

3. Eylemlerimizin %95’i bilinçdışı belirlenir (Bargh ve Chartrand).

Yukarıda 3 cümlenin ben size basitçe karşılığını söyleyeyim; “siz fark edene kadar hayatınızı kendiniz belirlemiyor, başkalarının size belirlediği hayatı kendi hayatınız gibi yaşıyorsunuz”.

Benim için 35 yaşıma kadar kurumsal oldukça doğru yerdi; benim o güne kadar ki, düşünce yapım, beklentilerim, içinde bulunduğum aile, sosyo ekonomik durum ve bunun sonucundaki güven algım beni hep kurumsalda tuttu.

Ama 30’larımda yaşadığım deneyimler (buradan okuyabilirsiniz), benim kendimi sorgulamama (insanı insan yapan beyin kapasitesi olan prefrontal korteksin kullanımının artmasına ve beynin yeniden şekillenmesine) neden oldu.

Sonuçta sağlam gerekçeler, beni 35 yaşımda bir kararı almaya (yine bilinçdışı bilinçli değil) ve 38 yaşında da bu kararı uygulamaya götürdü. Şayet o günkü sorgulamalarım ve kendimle uğraşılarım olmasaydı, bugün maalesef siz beni ben sizi tanımıyor olacaktık. “İyi ki yapmışım”.

“İyi ki yapmışım” da bugün birçok sizin gibi dostun hayatında yer almışım.

5 Nisan’da 5. yıl – 28. Program başlıyor. Yola çıkmaya hazır mısınız?

 

Kemal Başaranoğlu
Kemal Başaranoğlu
https://www.kemalbasaranoglu.com